Popücük

4 Ağustos 2011 Perşembe

Uçuyoruz kaçıyoruz.

  Merhaba şekerler!
Ben Ş.E.G. Dün gece yıldızın teki parlıyo böyle yeşil kırmızı. Kardeşim bağırdı. '' Şeeeeg gel lan şuna bak. Lannnn uzaylılar'' dedi. Şaşırdım falan. ''Ne diyon olum sen yaaaaa'' diye çığırıyorum içeriden. Dayanamadım gittim baktım. Ama o an var ya nasılımmm. Kalbim nasıl çarpıyo. Kalp kalp değil taramalı mübarek. Kıpırdayamadım yerimden. Bir an 'acaba' dedim. Kalakaldım olduğum yerde. Hareket edebilsem alacam yatakları içeri. Kapıları, ışıkları kapatacam. Maksat uzaylı biradeler ''Lan burada yaşam falan yok'' desinler gitsinler. Ama o an sanki yıldız hareket ediyor gibime geldi. Baktım, baktımm. Sonra nasıl olduysa öbür yıldızlara baktım. Aynı ışıklar onlarda da vardı. Kardeşime dönüp ''Eşşek bak hepsi ayn. Hepsinde ışık var.'' dedim. Ama sevgili kardeşim ısrarla ''Yaaa. Oradaki yıldıza bak bir de bunlara bak.'' dedi. Çocuk haklıydı ama. Ya o farklı yıldız gezegendi, ya da uzaylılar Dünya'yı ele geçiriyormeye geliyorlardı...
  Bütün gece uzaylılarla ilgili rüya gördüm. Balkonda fosur, fosur, osura, osura yatarken uzaylının teki geliyordu. İğrençti. Beni götürmek istiyordu. Ama kaçırmak yerine, onunla gitmem ,çin beni ikna etmeye çalışıyordu..
  Gerisini hatırlamıyorum. Şu an tüylerim diken diken oldu. Neyse uzaylılar yesin sizi. Ama insana benzeseymiş, bir Johnny Knoxville olsaymış, uçan dairesi de pembe olsaymış beklemez giderdim. Havalı olurdu hızlı araç falan. İçinde ben ve uzaylı yarim. Uzayda ışık yıllarıyla uğraşır, gül gibi geçinirdik pembe panjurlu evimizde. .

Dip Not: Eğer Johnny olsaydı, uçan dairenin rengini aldırmaz atlar giderdim.
Not 2 : Nedir bu pembe merakı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder